Russian Doll Dizisi ve Bilinç Dışı Dünyasının Fantastik Sunumu


İçimizi kemiren acıları, geçmişte yaşadığımız travmaları, en gizli korku ve arzularımızı sakladığımız yere, fantastik bir yolculuk yapabilsek nasıl olurdu?

Psikanalizin kurucusu Sigmund Freud’un bilinç dışı (bilinçaltı) kavramıyla karşılaşmayan yoktur. Gündelik dilimizde çok sık kullanılan bir kelime olan bilinç dışının neyi ifade ettiği de az çok herkesçe malum. Aslında bu kavramın ifade ettiği şey insanlık için çok büyük bir yenilik ya da bilmece değil. Bilmediğimiz ve ne yazık ki öğrenip öğrenemeyeceğimizin dahi belli olmadığı şey ise insanın kendi bilinç dışına ait duygu, düşünce ve anıları.

2019 yapımı, Netflix dizisi Russian Doll’un (Matruşka Bebeği) konusu bir zaman döngüsü üzerine kurulu. Diziyi izlediğinizde bu zaman döngüsüyle ilgili mutlaka aklınıza farklı filmler, diziler ya da kitaplar da gelecektir ki bence bu konunun en efsane filmlerinden Groundhog Day (Bugün Aslında Dündü) mutlaka izlenmesi gerekenlerden biri.

Bununla birlikte Russian Doll dizisi diğerlerinden farklı olarak, farkında olmadığımız ama hayatımızı yöneten bilinç dışını, aynı bir matruşka bebeğinin en küçük parçasına benzetiyor.  Onu katman katman açmaya çalışmanın sancılarını da bolca psikolojik ve felsefik metaforla süsyerek harika bir iş çıkarmışa benziyor. Diziyi bu metaforlarla bağdaştırmadan izlediğinizde belki karşınıza sadece fantastik, komik ve basit bir dizi çıkacaktır fakat bu metaforları anlamaya ve üzerine düşünmeye başladığınızda artık siz de o matruşka bebeğinin en küçük parçasını merak eden ve o en küçük bebeğe ulaşmaya çalışan Nadia gibi hissederek diziye dahil oluyorsunuz. Diziye bu şekilde dahil olduğunuzda da bazı basit metaforlar hemen göze çarpıyor. Diğerleri için ise daha derin tahminler yürüterek düşünmek gerekiyor.

Jacques Lacan ve Ayna Evresi

Dizinin ana karakteri Nadia (Natasha Lyonne), her ölümünden sonra istemsiz bir şekilde 36. yaş günü partisine geri dönüyor. Her ölüm farklı ve her uyanışında farklı olaylar yaşıyor fakat geri döndüğü yer hep aynı; partiyi düzenleyen arkadaşının banyosundaki bir ayna.

Lacan’ın psikanaliz konseptine göre bebekler ilk olarak, ayna karşısında kendilerini görür ve bu kendileriyle karşılaştıkları ilk an kendi varlıklarının farkına vardıkları andır. Bu ayna evresi, bebeklerin kendilerini algıladıkları ve çevrelerinden bu algıya onay bekledikleri dönemdir. Nadia’ da bir matruşka bebeği misali her ölüp geri dönüşünde farklı bir ben algısıyla kendi varlığıyla o aynada yeniden karşılaşıyor.

Çocukluğa İnmek ve Merdivenler

Dizide Nadia’nın birçok kez yaş gününü kutladığı partiden ayrılmaya çalışırken binanın ana merdivenlerden inmeyi denediğini ve başaramayıp defalarca bu merdivenlerde öldüğünü görüyoruz.

Beynimizi bir bilgisayara benzetilecek olursa aslında bilinç dışı insan için bir antivirüs görevi görmektedir. Bu bağlamda bizi çok üzen hatta günlük yaşam faaliyetlerimizi dahi engelleyecek kadar üzen, derin travmalarımızdan bizi koruyan bir bilinç dışından söz edilir. Çocuklukta yaşanan travmalara inmek ve bilinç dışının kapalı kapılarını aralamak sanıldığı kadar kolay bir iş değildir.

Dil Tutulması ve İnkar

Nadia’ın genel olarak hem sevgilileriyle hem de ebeveynlikle ilgili problemleri var. Eski sevgilisi John ne kadar onu hayatına dahil etmek istiyor olsa da Nadia bağlanmaktan kaçıyor. Bu ilişkisinde, özellikle John’un kızıyla ilişki kurma kısmına gelince Nadia büyük bir direnç gösteriyor. Nadia’nın “belki  de sorun buradadır” yaklaşımıyla John’un kızıyla tanışma ve konuşmaya çalıştığı sahnede ise beklenmedik bir şekilde sözleri cam kırıklarıyla kesiliyor.

Bu da aslında Nadia’nın çocukluk travmasına dair bir ipucu, burada Nadia yavaş yavaş çocukluğuna ait anılara dönmeye başlıyor ki bu sahnede ağzından çıkarak onu öldüren cam parçalarının annesiyle ilgili bir anısından çıkıp geldiğini görüyoruz.

Bu metaforlar, çoğu kişinin ilk bakışta fark edebileceği birkaç psikolojik metafordu ki dizide bunun gibi daha birçok felsefik ve psikolojik sorgulama yapma olanağı bulunuyor. Diziyle ilgili profesyonel bir psikolojik yaklaşım sunan Klinik Psikolog Dr.Ferah Dayı dizideki göstergeleri detaylıca okuyarak oldukça güzel yorumlamış. Ben de kendisinin yorumlarından çok faydalandım. Dizinin yeni sezonunun ise yakında çıkacağı söyleniyor, merakla bekliyorum.

Berrak Bostancı Uzel

Kaynakça

Süreç. (2021). Terapistin Gözünden: Russian Doll – Ferah Dayı. Retrieved from Youtube: https://www.youtube.com/watch?v=ANaxK4BKJnY&ab_channel=S%C3%9CRE%C3%87

Wikipeadia. (2020). Wikipedia: Bilinç dışı. Retrieved from https://tr.wikipedia.org/wiki/Bilin%C3%A7_d%C4%B1%C5%9F%C4%B1

Related Posts

Sevilla, Fenerbahçe maçına hazır

UEFA Avrupa Ligi Son 16 Turu ilk maçında Fenerbahçe’yi konuk edecek Sevilla, hazırlıklarını tamamladı. Teknik direktör Jorge Sampaoli yönetiminde tesislerdeki idmanın ilk 15 dakikası basın mensuplarına açık…

Akşener’in masayı dağıtmasının ardından Kaftancıoğlu’ndan, “Umutsuz olmayın” paylaşımı: Gidecekler

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, 6’lı Masa’da 5 liderin Kılıçdaroğlu’nun adaylığını desteklediğini, buna karşı çıktıklarını söylemesinin ardından CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’ndan dikkat çeken bir…

Halkla İlişkilerde Hangi Etik Teori Geçerlidir?

Halkla ilişkiler çalışanları arasında etik karar verme konusunda bariz bir boşluk göze çarpmaktadır. Peki, bu alandaki profesyoneller neden etik kararlar alamıyorlar veya etik bir ses oluşturamıyorlar? Profesyoneller…

Veri Simsarları Gizliliğinizi Nasıl Tehdit Ediyor?

Veri simsarları ve kişisel bilgilerle ilgili sorularınız yanıtlandı. Eğer son birkaç ayda “veri komisyoncusu” terimini fark etmeye başladıysanız, yalnız değilsiniz. Ayrıntıları merak ediyorsanız, işte bilmeniz gerekenler. Bilgi…

İşkolikler, Alışverişkolikler, Dijital Takıntılılar: Bağımlılıkta Sınırı Nereye Çekeceğiz?

Beyin Taramalarının Görüntüleri Saat yönünde, sol üstten sırasıyla: Normal bir beyin, obez bir kişinin beyni, bir alkoliğin beyni, bir kokain kullanıcısının beyni… Bu görüntülerdeki parlak renkli alanlar,…

Proje Yönetiminde Suskunluk Sarmalı

Suskunluk Sarmalı kuramı, 1964 yılında bilim insanı Elisabeth Noelle Neumann tarafından ortaya konmuş bir kitle iletişim modelidir. Neumann’ın yaptığı deneylerle oluşturduğu bu kuram “Eğer bir ortamda bir grup…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir