İnternette karşınıza çıkan troller aslen gerçek hayatta değişik rollerde ve mesleklerde kişiler olarak yaşamlarını sürdürürler. Onlar da tıpkı sizin bizim benzer biçimde insanlardır fakat web dünyasındaki fırsatlar, onlara büyük bir sıçrama tahtası, inanılmaz cazip fırsatlar sunar.

Stanford ve Cornell Üniversitesi tarafınca meydana getirilen son olarak araştırmalar göstermektedir ki aslen hepimiz web trolleri benzer biçimde paylaşımlarda bulunabiliyor, ara sıra tıpkı onlar benzer biçimde davranabiliyor. İnsanlar, fena bigün geçirdiklerinde, fena bir deneyim yaşadıklarında, bir kişiye ya da vakaya sinirlendiklerinde yada çevrimiçi bir münakaşa esnasında birisi ile kapıştıklarında, o anki psikolojilerinin tesiri altında kalmış olarak duygularını ifade eden paylaşımlarda bulunabiliyorlar. Siz de bigün bu şekilde bir durum ile karşı karşıya kalabilirsiniz. Ilkin parmaklarınız, sonrasında da beyniniz tir tir titremeye ve öfkenizden odanızda bazı şeyler havada uçuşmaya başlayabilir!

Kendileri hakkında oldukca paylaşanlar dikkat!

UCLA tarafınca meydana getirilen bir araştırma neticeleri göstermektedir ki web ortamında kendisi hakkında fazla data veren insanoğlu, web trolleri tarafınca rahatsızlık edildiklerinde ve istismara uğradıklarında öteki insanlardan destek, yardım ve sempati görememektedirler. Şu demek oluyor ki adeta “Kendi düşen ağlamaz” atasözünün gazabına uğramaktadırlar.

Hususi yaşamınızla ilgili paylaşımlarınız birileri tarafınca devamlı abartılıyorsa uyanık olun. Ansızın kendinizi çevrimiçi tacizin hedefi olarak görebilirsiniz. Ve bazı arkadaşlarınız sizi korumak için çaba sarfetmek için hiçbir adım atmayabilirler. Bu durumda sakın şok olmayın. İnternet trolleri artık hayatımızın bir parçası… Artık bu gerçekle yaşamak zorundayız ve internette ne paylaştığımıza dikkat etmeliyiz.

Bin 500 teknolog ve akademisyene soruldu

Pew Araştırma Merkezi ile Elon Üniversitesi İnternet İmaj Merkezi, insanların birbirleriyle çevrimiçi etkileşimlerini tehdit eden sorunlarla ilgili 1.500’den fazla teknolog ve akademisyenin destek verdiği bir emek vermeyi raporu yayınladı. Onlara şu sual soruldu:

• Önümüzdeki on yılda, internetten gerçekleştirilecek sohbetlerde kamuoyu söylemi, fena oyuncuları, tacizcileri, trolleri ve genel tutumlarımız, güvensizlikler ve tiksinti tonlamasıyla azca oldukca şekillenecek mi?
• Ankete katılanların çoğunluğu (%81), çevrimiçi söylem tonunun önümüzdeki 10 yılda aynı kalacağı ya da kötüleşeceği düşünüyor.

Trollerin yıkıcı davranışlarıyla oldukca sık karşılaşmaktayız. Bu sebeple insanoğlu, internette kiminle ne konuştuklarına ve kimin için neyi paylaştıklarına dikkat etmemeye devam ederlerse, karşılaşacakları fena neticeleri umursamazlarsa karşılaşacakları problemler giderek artacak.

Hepimiz trol zorbalığına maruz kalıyor

İnternette çevrimiçi olduğumuz zamanlarda, yalan, aşırıcı, cinsel rahatsızlık, sövgü vb. tüm bu negatif davranışlara ara sıra çoğumuz bizzat tanık olmuyor muyuz? Peki, bu negatif durumların gözlemcilerinin, şahitlerinin ve bazı sonuçlarının olmaması mümkün mü? Anket çalışmasındaki bir uzmanın tespitine dikkat etmek gerekir:

“Troller artık kullanmış oldukları yöntemlerin web ortamında etkili bulunduğunu ve toplumsal damgalamanın karşı taraftaki insanları yıldırıp korkuttuğunu ve hiçbir cezai müeyyideyi içermediğini oldukca iyi biliyorlar. Eğer Gamergate internet sayfası, bir hanımı kendi kanaatine ve varsayımlarına gore kolaylıkla suçlayabiliyor ve bunun sonucu olarak da hiçbir ceza almıyorsa işte o vakit, internette kişisel verilere saygıdan bahsedemeyiz! Güvenli web ortamından bahsedemeyiz!

Peki, insanlara erdemli davranışlar öğretmek için savaşım veren “İnsana erdemli davranış yakışır” hareketi sizce desteklenmeli midir? İnsanlara bu yolla web oramın da erdemli olmayı öğrete bilir miyiz? Gerçek hayatta bir kişinin, akran tacizine maruz kaldığını görüp akranına yardım etmeye karar verdiğinde, diktatörlük olaylarının yüzde 57’sinin 10 saniye içinde durduruluyor. Fakat gerçek hayatta, akran zorbalığına tanık olan kişilerden bir tek yüzde 19’u bir arkadaşına ya da akranına yardım ediyor.

Empati kurmuyorlar, üstelik narsistler!

Meşhur Eğitim psikoloğu, ebeveynlik ve diktatörlük önleme uzmanı Dr. Michele Borba, 24. kitabı olan Unselfie isminde kitabında yer verdiği, “Niçin Empatik Kabiliyeti Yüksek Çocuklar Dünyamızda Başarıya ulaşmış Oluyor?” adlı makalesinden şu örnek, ürkütücü: Gençlerin  yüzde 40’ı karşısındakinin duygu ve düşüncelerini idrak etmek mevzusunda hiçbir çaba göstermiyor. Bu son 30 yıldaki değişiklik.

Şu demek oluyor ki gençlerin mühim bir bölümünün empatik kabiliyetlerini kullanmak istemiyor. Başkalarının problemlerine duyarlı değiller. Bunun sonucunda da Narsisizm yüzde 58 artmıştır. Böylelikle  “Empati azalırken, zorbalıklar artmakta ve işkenceciler kurbanlarını, ‘insan’ değil, ‘nesne’ olarak görmeye başlamaktadırlar.

Sanal alemde daha cesurlar

Trendwatcher ve Marcel Bullinga araştırma şirketlerinin temsilcileri, PEW anketine ellerindeki detayları verdiler. Vermiş oldukları açıklamalarda  “Düzgüsel hayatta kimsenin yüzüne karşı yapmayacağımız hakaretleri ve ifade etmeyeceğimiz nefreti, nedense internete bağlandığımız vakit toplumsal medya hesaplarımız üstünde ifade etmekten asla çekinmiyoruz. Görünüşe gore toplumsal denetim, çevrim içinde geçerli değil. Komşularımıza, çocuklarımıza, arkadaşlarımıza anti-sosyal davranışlar göstermiyoruz fakat internetteki forumlarda ve toplumsal medyada kolaylıkla anti-sosyal davranışlar gösterebiliyoruz.

Mesele yalnızca [anonim] diktatörlük değildir: zorbaların birçoğu yüzsüzdür ve utanmazlar. Zorbalığı teşvik eden çevrelerde yetişmiştirler. Ve devlet sübvansiyonları onları teşvik eder. Bu durum kim bilir onların en ürkütücü yönüdür. Toplumsal robotların yükselişi ile daha nazik ve daha iyi toplumsal varlıklar olarak (tekrar-düşün uygulaması benzer biçimde) davranmamıza destek olabilecek teknolojik araçları göreceğiz. Fakat bunun ötesinde, iş dünyasında ve tecrübelerimizde eğitim ve etik değerlerimize geri dönmeli, etik değerlerimizi yükseltmeli ve yaşatmalıyız.

Biliyorsunuz ki:  Siber zorbalara karşı çevrimiçi destek bir tık uzakta

On yıl ilkin internette çevrim içi olduğunuz vakit rahatsızlık ediliyor olsaydınız destek alacağınız sınırı olan sayıda kaynaklar vardı. Bugün ise trollerde ve çevrimiçi nefrette bir artış bulunduğunu görüyoruz sadece çevrimiçi destek gruplarında da bir artış var. HeartMob isminde yardım kuruluşu web ortamında tacize uğrayan kurbanlar için şu mesajı paylaşmıştı (Telefon mesajı ile göndermişti).

“Size kıymet veren daima sizi destekleyecek ve (problemin çözüm sürecine kadar) size yardım edebilecek yardım görevlilerimizin size bir tek bir tık yakınlıkta bulunduğunu biliyor muydunuz? İntikam amaçlı, hakkınızda internette yayınlanmış bir cinsel içerikli bir video kurbanı mısınız? Kim bilir bir fotoğrafınızın sizin izniniz olamadan yasalara aykırı bir halde uygunsuz bir internet sayfasında kullanıldığını fark ettiniz!  Sizin izniniz olmadan herhangi bir tacize uğradıysanız ‘Siber suçlarla savaşım için sivil hakları müdafa hareketi’ bir tek bir e-mail uzaklıkta size destek olabilmek için beklemektedir. Bir ihtimal ruhsal desteğe ihtiyacınız var. Yeni acil yardım web sayfamız şimdi daima da desteğe hazır. Danışmanlık hizmetiyle ve mühim referanslarıyla hizmetinizdedir.”

Evet, zulmün her zamankinden oldukca daha yüksek olduğu zor bir dönemden geçiyoruz sadece mağdurlara ve kurbanlara yardım etmeye istekli oldukca sayıda pozitif yönde organizasyon ve merhametli insan da var. İşte bu yüzden biz inanıyoruz ki İnternetin en iyileri, en kötüleri tarafınca susturulamaz. Bir ihtimal web trollerini asla yok edemeyiz sadece onların faaliyetlerini ve verecekleri zararları önleyebiliriz.

Siber zorbalara karşı tavsiyeler

• Empati, daima zulme karşı koyar; işte bu sebepten daima pozitif olun.
• İnternet Trolleriyle uğraşmayın; asla kazanamazsınız. Inanırım ki yapmanız ihtiyaç duyulan daha mühim işleriniz vardır.
• Online olarak başkalarına destek olun, bilhassa de ezilenlere ve alaya alınanlara.
• Ihmal etmeyin, yorumlarınızda yapıcı olun, savaşçı değil, yıkıcı değil.
• Daima güzel örneklerin temsilcisi ve yol göstericisi olun, bilhassa de web ortamında etken iken.

Sue Scheff

Çeviren: Halil İbrahim İşbilici

Kaynak

• Huffington Post/Mar 31, 2017